Matbaacılığın ve grafik tasarımın gelişimleri birbirlerine paralellik gösterir. Bunun sebebi tasarımları yapılan işlerin matbaada basılmasıdır. Bu nedenle tasarımlar hangi baskı tekniği ile basılacaksa ona uygun olarak hazırlanır. Günümüzde matbaaların çoğunluğunda ofset ve kartivizit sistemi ile çalışan makineler bulunur. Bu nedenle tasarımda bu sisteme uygun çalışmalar yapılır.
Tarih boyunca yazıya dayalı eserlerin, belgelerin çoğaltılması, artık o işi meslek edinen kişilerce teker teker yazılarak yapılmaktaydı. Tabii bu çok uzun zaman alıyor ve çok emek istiyordu. Bu işlerin daha kolay olabileceğini düşünen ilk Çinliler olmuştur. Matbaa’nın temellerinin oluşmasında Çinliler’in ilk çalışmaları daha sonra batı milletlerine yol göstermektedir (Kansu, 2008, s.1).
1900’lerin başında ise matbaacılıkta yeni bir devir açılmıştır. 1905 yılında ofset baskı tekniği Amerikalı Ira W. Rubel ve Alman Caspar Hermann tarafından bulundu. İlerleyen yıllardan günümüze kadar ofset teknolojisi çok gelişti ve günümüzde dijital baskı dediğimiz teknolojiye kadar ulaştı. Bu gelişme de bilgisayar teknolojisinin çok etkisi oldu. İlk zamanlar ofset hazırlıkta ve matbaa makinelerinin kumanda kısımlarında kullanılan bilgisayarlar, şu anda sektörün vazgeçilmez parçası olmuştur (Kansu, 2008, s.4).
Ofset’in Türkçe karşılığı dengeleme, transfer etmektir. Bunu matbaaya uyarlamak gerekirse, suyun yağı dengelemesi ve kalıptan kauçuğa görüntünün aktarılması demek uygun olur. Litografi (taş baskı) baskı tekniğinin matbaa teknolojisine uygulanmış biçimine ofset baskı denilmektedir (Tepecik, 2002, s. 109).